30 Mayıs 2013 Perşembe

3.Köprü... Gezi Parkı... Fetih... Alkol... Biber Gazı... Ot... Saman... Oy Oy Oy...

3. Köprü'nün temelinin atılması doğa için büyük bir nimet; ne de olsa artık asbest vb bilumum zararsız gaz salınacak ve insanlığa büyük bir hizmet edilmiş olacak. Bir sonraki aşamada ki bence hemen başlanmalı, boğazın üstü kapatılmalı, İSPARK tabelaları çakılmalı, İspark'ın elde ettiği gelirlerle İBB Spor'a yıldız oyuncular transfer edilmeli ve yeniden Spor Toto Süper Lig'e çıkması sağlanmalı. Boğazdaki alkollü ucube yerler kapatılmalı ve yerini başkanın ya da akrabalarının muhteşem mekanları almalı. Bu mekanlar ''saray'' gibi olmalı, içeri giren SÜTİŞmeli, MAraş DOndurması yemeli, ÖZünde SÜTü sevmeli, KOMŞUsu FIRINcı olmalı. Kapatılan boğazın üzerine de bir sürü AVM yapılmalı.

Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçlar kesiliyor ve biber gazı sıkılıyor doğayı ve insanları korumak için.
http://manset.at/taksim/

Fetih kutlamaları yapılıyor görkemli şekilde, çünkü ülkemiz refah düzeyinde en tepede. Ne de olsa İMF'ye olan borç bitti, dış borçlardaki patlama diye bir kısım ekonomi bilmezin dış borcumuz 336 Milyar Dolar oldu yalanına karşın!

2012'de Cumhuriyet tarihinin ilk saman ithalatı yapıldı, hatta ithalata teşvik de var, ilgilenenlere duyurulur. http://manset.at/saman/

Çoluk çocuk, genç, yaşlı herkesi alkolden korumak için 22.00-06.00 arası alkol satışını yasaklamak, içen evinde içsin denilerek, alkollü araç kullanımının önüne geçilmesi amaçlandı. Çok iyi oldu!

Milli içeceğimiz ayrandır, biber gazı değildir. Biber gazı medyanın abarttığı sıklıkta kullanılımıyor ki!!! Sıkan için kötü bir yönü var ALIŞKANLIK yapıyor. Sıktıkça sıkası geliyor insanın, zaten zararlı da değil. Sirke ile kullanınca kilo bile verdirir. Hem ayranlarda antibiyotik de var sağlığımız için...

Çocukluğumda, gençliğimde çeşme suyu içilirdi. Sonra zararlı plastik ve türevi şişelere soktular, şimdi de sağlığımız için cam şişe...

Saman ve ot ithalatı artırılmalı, artırılmalı ki aç kalmayalım. Saman yiyelim, ayran içelim, biber gazı çekelim, AVM gezelim, 3. Köprü'den Karadeniz Sahil Yolu'na bağlanalım, gezerken oy verelim...

sOYunalım, OYuna gelelim, OYulalım, sOYulalım...

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Can Oğluma...




ÇOCUKLARIMA

Diyelim ıslık çalacaksın ıslık Sen ıslık çalınca Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes Kimse çalamamalı senin gibi güzel Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın Senden önce kimse saymamış olmalı Senin saydığın gibi doğru ve güzel Hem dalgaları hem saymasını severek De ki sinek avlıyorsun sinek En usta sinek avcısı olmalısın Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta Örgüt yoksa seninle başlamalı Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun Düşün düşünebildiğince üç boyutlu Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya Sanki senden önce düşünen hiç olmamış Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum Düşlerini som somut görüp şaşsınlar Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz De ki bütün işe yarayanlar İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Aziz Nesin

24 Mayıs 2013 Cuma

Ahmet Telli... Konuğum Ol...

KONUĞUM OL

Bir akşam konuğum ol
oturup konuşalım biz bize
Anıların çubuğunu yakıp
uzatalım geceyi biraz

Geçmişe bir el sallayıp
yaşanan günleri konuşalım
ve günlerin üstüne çöken
dumanlı, isli havaları

Kendimize daha az zaman
ayırsak da olur geceden
Çünkü boğulabilir insan
yalnız kendini düşünmekten

Kapağı açılmayan kitaplar
unutulmuş aşklar gibidir
Kitaplardan söz edelim
ve onların gizli kalmış
sessiz tadlarından

Sabaha doğru perdeyi
aralayıp ufka bakalım
ve bir çocuk gibi
hayretle seyredelim
güneşin kızıllığını


Konuşulmadan kalan
daha çok şey vardı
diye düşünerek çıkalım
güneşle kucaklaşan balkona
— Üşütmesin sabah serinliği

Bir bardak demli çay
burukluğu gibi kalsın
gecenin ve sabahın tadı
yaşasın anılarımızda

Konuğum ol, oturup
konuşalım bir akşam
ve uzatalım geceyi
sözün çubuğunu yakarak

Ahmet Telli

 Fotoğraflar: Taylan Özgür ÇELİK


22 Mayıs 2013 Çarşamba

Geyikli Gece... Turgut Uyar

Geyikli Gece

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak
Bir yandan, toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Gladyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden

Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı

İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli

Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ışıtamaz yanını yöresini
Örneğin Manastırda oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı

Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarmız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider geyikli gecede uyurduk

Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı
Sultan hançerIeri gibi ayışığında
Bir yanında üstüste üstüste kayalar
Öbür yanında ben

Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz
Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum

Halbuki geyikli gece ormanda
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.

Turgut Uyar

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Yasak Sevişmek... Attila İlhan

Yasak Sevişmek

öteki kapımdan gel bunu açamazsın
eski gözlerinle gel öldürmek vakti gel

hem tetik bulun ardında biri olmasın
hanidir ben bu evde saklanıyorum
adımı değiştirdim başka bir adla yaşıyorum
gece gündüz siyah gözlük kullanıyorum
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
sabaha karşı gel bütün gözlerinle gel

pancurların gerisinde kararıyorum
içime belalar doğuyor sonbahar doğuyor
telefonda sesini tanıyamıyorum
yüzün parmaklarımdan akıp kayboluyor
böyle hep bir şey kopuyor bir şey kırılıyor
sabaha karşı gel eski gözlerinle gel
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
hem tetik bulun ardında biri olmasın

artık hiç kimse beni yaşamıyor
aşklarımı büyük kemanlarla çizdiler
korkularım oldum bittim kimsesizdiler
yalnız bir mısra mıyım ıslanıyorum
bir revolver romanımı tamamlıyor
oyun bitti ışıklarımı söndürdüler
yokmuşsun gibi gel öldürmek vakti gel
öteki kapımdan gel bunu açamazsın
üzerime kilitleyip mühürlediler
hem tetik bulun ardında biri olmasın

Attila İlhan


Fotoğraflar: TÖÇ, Fethiye, Kasım 2012

9 Mayıs 2013 Perşembe

Boşver... Hayyam

Rübai X

Sarhoş ve sevenler yanacakmış, hadi boşver ;
Sanmam ki bu söz doğru, bırak söylesin eller
Sarhoşları, aşıkları Tanrım yakacaksa,
Cennet için avcum kadar ayrılmalı bir yer

Ömer Hayyam

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir Taş Atarsın... Edip Cansever


Bir Taş Atarsın...

Bir taş atarsın, taş nereye düşerse
Mutlaka bir köşebaşıdır
Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır
Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk
İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır.

Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde
Durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır.

İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu
Yalnızlık bir başına kalmıştır

Edip CANSEVER

 Fotoğraflar: TÖÇ, Fethiye, Berlin,Tarabya