31 Ekim 2012 Çarşamba

Karşımdasın işte... Nazım Hikmet'ten

Bir fotoğrafa

Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde
sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
“Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil,
‘zamanla bırakmamak’tir..”
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

NAZIM HİKMET RAN

28 Ekim 2012 Pazar

Cumhuriyetimizin bayramı kutlu olsun...



Can Yücel – YAŞASIN CUMHURİYET


Gölköy adında bir yer varmış gelibolu’da
Televizyonda gösterdiler geçen gün.
Gelenek edinmiş köy halkı,
“ben kendimi bildim bileli bu böyledir”
Diyor muhtar:
…29 ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını…
Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
Kirvesi tutmuş kolundan
Yatırdılar bir kamp yatağına,
Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
Elinde bıçağıyla,
Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
“yaşasın cumhuriyet” diye
Bunun üzerine de ekran karardı
Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumuzun
Sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de
Düştüğü bir tarihsel yanılgı
Çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet


24 Ekim 2012 Çarşamba

Mutlu, sağlıklı, esenlik dolu bayramlar dilerim.

ÇOCUKÇADA BEN VARIM

Ben böyle yazdım sanma
Ben böyle düşündüm
Başından beri
Sözcükler koşuyordu
Düşünmelerimin ardından
Çocuklar, çocuklar gibi
Bayram yerlerinde

Çocuklar oynuyordu
Düşlerimin içindeki
Bayram yerlerinde

Ben onlara
Hiçbir zaman
Kapalı perdeleri göstermedim
Kapalı kapıları göstermedim

Hiçbirini salıncağa bindirmedim
Sallamadım
Atlı karıncalarda döndürmedim
Onlar gelişi gidiş sandırırlar
Vuruşan otoları seviyorlardı onlar
Çünkü hem gidiyorlardı
Gidiyorken güldürüyorlardı
Kafa kafaya vurduruyorlardı
Gülüyorlardı
Bizi kandırdıkları gibi kandırırlar
Onlar
Yarın oynayacakları oyunu
Oyunun başını sonunu
Bizlerden iyi biliyorlardı.

Özdemir Asaf

15 Ekim 2012 Pazartesi

Özdemir Asaf, Çağrışımlar...



Çağrışımlar


Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mı..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadınız mı..

yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı..

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı...

Özdemir Asaf

Meraklısına not: Her iki fotoğraf da Kaz Dağlarında çekildi. Üsttekini TÖÇ, alttakini OY çekti...

Hayyam'dan, Fazıl Say'gıyla...


Hayyam'dan

Ben olmayınca bu güller, bu selviler yok,
Kızıl kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok,
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok;
Ben düşündükçe var dünya, ben yok, o da yok!
ÖMER HAYYAM
1042-1128

Dünya sanatçısı Fazıl Say, günün birinde twitter'da bir Hayyam dörtlüğü paylaştı ve başına gelmeyen kalmadı hatta dava bile açıldı. 18 Ekim'de de duruşması var Ç-Ağlayan'da... Yazık değil mi, tüm dünyanın kabul ettiği ama kendi toplumunun hasetlik nedeniyle düşman gördüğü ''Fazıl Say''ımıza... 18 Ekim'de Ç-Ağlayan'da...
Fazıl Say'gıyla
Sevgiyle
Taylanca


Dal goncayı bir sabah açılmış buldu,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.
Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam
Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam
Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim;
Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.
ÖMER HAYYAM
1042-1128





9 Ekim 2012 Salı

Efes Pilsen Blues Festival 23

Sonunda beklenen an geldi ve 23. festivalin takvimi yayınlandı. 1999'dan bu yana bazılarına birden fazla kez gittiğim -ki 2009'da tam beş ayrı yerde izlemiştim- 23. festival için yaklaşık 20 gün kaldı. Şimdi sırada açıklanan takvimin içeriği kaldı. Evet bluesseverler sabırsızlıkla programı bekliyor.Şimdilik ben de takvimi paylaşacağım.
Gidenler zaten bilirler, gitmeyenlere ise şiddetle öneririm.
Sevgiyle
Taylanca

8 Ekim 2012 Pazartesi

Gittin mi Büyük Gideceksin !





Gittin mi büyük gideceksin !
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..
Gittin mi ayakların onun yakınından bile geçmeyecek..
Gölgen bile kalmayacak ardında..
Gittin mi onurunla gideceksin;
“Haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyeceksin Aşk! Sevdiğim ama dokunamadığım çiçek
kulaç attığım dalgalara sıkıştı haykırışım
gitmeyi öğrettiler bana, kalmak nasıldır..?
nasıldır bir göğüste endişesiz uyumak..?
yırttığım takvim yapraklarında ağlıyor çocukluğum
söylesene, nasıldır dudaklarını bir dudakta uyutmak..?
yoruldum korktuğum yangınlara yakalanmaktan
suya düştü intihar, boğuldu son bakış
kimi istesem uzaktır kıyı boyları
vedalar alnıma işlenmiş, nakış nakış….!
Can Yücel