Uzunca bir aradan sonra 29 Temmuz'da gittim Taksim'e. Hem de sevgili oğlumla ve yeğenimle birlikte... Anlattık oğluma Taksim'de neler oldu? Gezi'de neler yaşandı.
Metrodan çıkışı Tünel'den yaptık. İstiklal caddesi boyunca konuşa konuşa yürüdük, sorularını yanıtladık. Mis Sokak'ta mola verdik ve İnci Profiterol'ün yeni yerinde profiterol yedik. Malum İnci Profiterol'ün eski ve yıllardır durduğu mekan ranta kurban gitmiş ve bu simge mekan yerinden edilmişti, dolayısıyla uğramadan geçilmezdi. Dilimiz döndüğünce anlattık oğluma İnci'yi de.
İstşklal Caddesi boyunca yürürken ''Yeryüzü İftar Sofrasına'' davet edildik. Tok olduğumuz için teşekkür ederek devam ettik. Hani daha iki gün önce TOMA ve biber gazıyla dağıtılan iftar sofrası var ya işte o sofradan davet aldık. Yerde yasaklanan ancak şatafatlı masalarda Beyoğlu Belediyesi tarafından başka yerlerde verilen iftarın ''HALK'a açık olanıydı bu yeryüzünde olan ve müdahale edilen.
Gezi'ye yenileme sonrası ilk kez gittim. Açıkçası içim burkuldu. Çiçekler dikilmiş, yaşanan her şeyin izi silinmeye çalışılmış. Çalışılmış diyorum çünkü silinemez bazı anılar. Gezi'de başlayan ve tüm ülke yüzeyinde günlerce, gecelerce süren eylemler tüm engelleme ve cadı avına karşın yeni başlamış gibi sürüyor her ortamda. Gezi'de de Gezi için canlarını yitirenler için simgesel mezar taşları yapılmış. Yine polis müdahaleleri ile kaldırılıp, kaldırıldıkça yerine konulan taşları ziyaret ettik ve andık saygıyla canları.
Taksim gezimiz Tünel'de başlayıp, Gezi Parkı istasyonundan metroya giriş ile son buldu. Metroda da burukluk sürdü. Her gece tıklım tıklım olan metro, coşku ile dolu olan metro boştu ve bir de vagonlarda yer alan gerçekten çok tuhaf ve özür dilenmesi gereken bir afiş ile can sıkıcı idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder