20 Eylül 2012 Perşembe

Leonard Cohen geçti İstanbul'dan...

Haylaz Efsane Muzırlıklarıyla Geçti İstanbul'dan...

Bir büyük yaşayan efsane geçti istanbul'dan... Öyle böyle değil 1934 doğumlu, yaşıtlarından çok daha yüksek bir enerjiye sahip bir efsane. 2009'da geldiğinde gidememiş olmamın getirdiği yüksek şiddetli hayıflanmam etkili oldu sanırım yeniden gelmesinde :) ... Bu kez kaçırmam dedim ve yolunu tuttum Ataşehir'deki konser salonunun. Geç kalma tehlikesini yaşamamak için de saat 17.00 gibi ayrıldım iş yerimden ne de olsa köprü geçecektim. Biletim de yoktu ama bulurum diyerek koyuldum yola. İş yerinden sevdiğim bir arkadaşım da bir sevdiği arkadaşıyla birlikte konsere gideceklerdi biletlerini daha önceden almış iki müzik sever olarak. Ben de onlara katıldım konser alanının yakınında bir mekanda bir şeyler yerken yakalayarak. Mekanda bir kaç tanıdık can ile de karşılaşıp hasbıhal ettikten sonra kalkalım artık dedik ve salona yöneldik. Kalabalık artmıştı saat 19.35 civarında. Bilet kuyruğuna girdim biletimi aldım ama bir farkla arkadaşlarımın yanında yer kalmamıştı. Yollarımız işte tam burada ayrıldı.
Salona girdim yerimi buldum oturdum. Bilet gişesindeki görevli bilet aldığım kategorideki son üç biletten birini aldığımı söylemişti ama bomboştu çevremdeki koltuklar da dahil olmak üzere ''silver'' kategori. Konserin başlamasına 20 dakika vardı ve salon boştu, beni kandırdığını düşündüm görevlinin. Konser başlama saati geldi hala salona girişler vardı ama hala büyük boşluklar vardı. 20.40 da bir anons yapıldı beş dakika sonra başlayacak diye derken 10 dakika sonra genç efsane Cohen oldukça ''haylaz'' hareketlerle çıktı sahneye ve alkış koptu salondan... Hala gelenler vardı salona...
Konserin ya da ayin mi demeli çok güzel geçeceği çıkışından belliydi Haylaz Efsane Cohen'in... Tam bir saat on dakika ara vermeksizin söyledi üstad zaman zaman da çalarak. İzleyenlerin çişi geldi Cohen'in gelmedi, düşündüm yaşıtları kim bilir kaç kez tuvalete giderdi bu sürede diye. Cohen ara verdi salon boşaldı, herkes bir yerlerde, Cohen çıktı insanlar hala dışarıda ve anlaşılan o ki bir kısım terk etti salonu, boşluklar göze çarpar hale geldi yeniden. Olsun anlamayan gitsindi zaten, saygı duymayanın yeri de yoktu Cohen'in ayininde... Ardı ardına söyledi çok bilindik şarkılarını, eşlik ettik zaman zaman ustaya, usta kalanları kalanlar da ustayı coşturdu derken bis sonrası neredeyse bir konser daha verdi koca çınar Cohen... Net üç saat kaldı sahnede, fazlası vardır eksiği yoktur, ekibiyle birlikte olağanüstü bir ayine tanıklık etmemizi sağladılar. 2009 konserine garip ve kötü bir tembellik haleti ruhiyesiyle gitmeyen ben 2009 Ekim'inde doğduğu yere Montreal'e gidip izlerini görünce Cohen'in hayıflanma düzeyi artmış ve can sıkıntım çoğalmıştı. Tek tesellim kaldığım otelin John Lennon-Yoko Ono çiftinin yatakta yaptıkları meşhur basın toplantısının oteli olmasıydı. Hatta toplantıyı yaptıkları yatak da otelde sokaktan gelip geçenlerin de görebileceği bir alanda sergilenmekteydi. Cohen derken Lennon'a geçtim, ne yapayım John Lennon'ın yeri çok ayrı bende...

Neyse biz dönelim Leonard Cohen konserine ve geç gelenlerle erken gidenler ve bir de sürekli telefonu açık twitter ve facebook yayını yapanlara. Biletler bedava mıydı, geliş amacı sadece ''buradayım'' demek mi? Sormazlar mı adama ''havan kime güzelim?'' diye. Gerçekten izlemeyecek- dinlemeyeceksen niye gelirsin? Madem geldin niye rahatsız edersin telefonunun ışığıyla çevrendekileri? Bırak bari biz rahat rahat ve keyif ile izleyelim-dinleyelim Cohen kardeşimizi. Kardeşimiz diyorum sahneye giriş ve çıkışta yaptığı muzırlıklar nedeniyle. Haylaz bir çocuk edasıyla yaptı muzırlıkları, yakıştı da. Muzırdı ama bir o kadar da saygılıydı ekibine ve izleyicisine.
Şapkası, mikrofonu, ekibi ve izleyicisiyle bir bütündü büyük üstad...

''Bu harika ülkeye barış gelmesini diliyorum.' diyerek ders verircesine bitirdi ayini Haylaz Cohen !!!  


Ne iyi ettin de geldin, ne iyi ettim de gittim...

Sevgiyle

Taylanca

Not: Konser alanının adını özellikle kullanmadım. Sponsor adı Fenerbahçe'nin önünde ve hatta tamamen yemiş durumda Fenerbahçe'nin adını, Galatasaray'ın olduğu sanılan stadyumda olduğu gibi. Gönlüm isterki FB Arena, GS Arena diyebilelim ama yasak !!!

1 yorum:

  1. Sizin için apayrı bir önemi de varmış bu güzel konserin Taylan Bey ;)gidemedim ben, yazınızı okurkem imgelemeye çalıştım ancak eksik olan şarkıları, yaşattığı duyguları tabi... İzleyebilir miyim acaba bende, ne zaman ? belki. Belki diyorum çünkü hayat bu ne getirir bilinmez ancak denk gelme durumum olursa bende kaçırmam :)Bizim insanımız ilginç prototip, lup ile incelense yine anlaşılamaz sıkça. Boş olmasaydı koltuklar tıklım tıklım olsaydı dedim okurken, ama şu da var oraya neyi alacağını bilen farkında olan gelmiş ve izlemiştir.. Paylaştığınız için duygularınızı teşekkür ederim önce kendi adıma.
    Sevgiler Ayça.

    YanıtlaSil